Yani, öyle bir medyamız var ki… Sokaktaki vatandaşın gündeminden tamamen kopuk ve dahi milli meseleleri bile şöyle, göz ucuyla takip eder vaziyette. Kanallarda hep aynı şeyleri söyleyen, hangi konuda ne söyleyecekleri bilinen aynı simalar. Durumlar, iktidara yakın olanıyla, iktidara uzak olanıyla böyle. Bir tuhaf medya! Bakın son misal: Meclis’te hepimizin hayatını, ülkenin bekasını yakından ilgilendiren çok önemli bir düzenleme var. İklim Kanunu! Kanallara bakıyoruz; hiç oralı değiller. “Meclis’te bu hafta hangi konular ele alınacak?” başlığı altında  bir şeyler söyleyen muhabirler var, onlar kuru kuru anlatıyorlar… İşte; bu hafta Meclis gündemi yine yoğun olacak, şu yapılacak bu yapılacak... İklim Değişikliği Kanunu da öylesine, “sıradan” maddeler arasında geçiyor işte. Sosyal medyaya bakıyorsunuz; bu konuda yazılan çizilen birçok şey var. Hayatımızı birebir ilgilendiren bir düzenleme. Geleceğimizi birebir ilgilendiren bir düzenleme. Bu kadar önemli ama kanalların gündeminde yok gibi! Trump’ın kaşına gözüne, burun karıştıran çocuğun elini masasına sürüşüne kadar her bir şeyini “magazin kıvamlı” haber yapıp, saatler boyunca konuşturan kanallar… İklim Kanunu meselesini görmezden geliyorlar! Allah Allah! Bu nasıl bir medyadır? Bir yerlerde tıkanıklıklar var. Ya da rahata alışmışlar! Çıkart, hangi konularda neler diyecekleri önceden bilinen sabitlenmiş konukları, meseleyi bağla. Riske girme. Konforlu alanda yaşa!.. Bakın, bu İklim Kanunu’nun “sıkıntılı tarafları”na dair bazı sivil toplum örgütleri, bazı gazeteciler uyarılarda bulundular da… Konu, konvansiyonel medyanın ilgisizliğine rağmen tartışmaya açılabildi de… Bir şeyler oldu. İktidar Partisi’nden, “İklim Kanunu Teklifi'nin daha çok tartışılması, konuşulması, muhalefetin ve iktidarın ortak görüşleri çerçevesinde üzerinde yeniden çalışılması için ileri bir tarihe bırakıldığı” açıklaması geldi.   Yani… Kanun “şimdilik” rafa kaldırıldı. * Bakalım, bu süreci yakından takip etmeye devam İnşaAllah. Bir “küresel Isınma, karbon salınımı” yaygarası üzerinden yürütülen süreç… Dünyadaki karbon salınımının büyük bir bölümüne sebep olan ülkeler işin içinde değil, çevre-atmosfer kirliliğinde mini minnacık payı olan Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nın yükünü çekecek ülke!.. İklim Kanunu meselesiyle ilgili olarak daha nice yazımız olacak, nice konuşma yapacağız Allah ömür verirse. Sıkıntılarını dile getirmeye devam edeceğiz. Lâkin, bu işi kocaman imkânları bulunan medya kuruluşlarının iyice ele alması, bağımsız bağlantısız uzmanları ekranlara çıkartarak sayfalarına taşıyarak enine boyuna tartıştırması gerekmez mi? Nedir bu “sessizliğin” sebebi? Nedir bu “Ortada kuyu var, yandan geç!” muhabbeti? X Dostlar, birçok önemli meseleyi görmezden geliyor medyamız! Takip edenlerimiz bilir, bilmeyen internetten rahatlıkla bulabilir; KKTC’de yaşanan “sosyal felâketlere” ve “Siyonistlerin parselleme oyunlarına” dair, belgeli, bilgili nice yazı kaleme aldık, yazı dizisi yayımladık, konuşma yaptık… Ne yazık ki uzun yıllar boyunca didinmemize rağmen gözü hep “yukarılarda” olan medya unsurlarımızın gündemine taşıyamadık bu hayati meseleyi... Eh, hadi şimdi şimdi… “Başörtüsü” meselesinden  dolayı, ufak ufak gündeme girebildi Kıbrıs Dâvâmız! Ya, Allah aşkına… İki kulaç mesafedeki Kıbrıs’ta yıllardır olan bitenleri görmüyor musunuz? Meselenin ne kadar ciddi bir mesele olduğunu anlamıyor musunuz? Yoksa… Bir yerlerden “işaret” gelmeden hareke geçemiyor musunuz? Böyle yaparsanız, belki kendinize katkınız olur ama memlekete hiçbir katkınız olmaz! x Benim derdim çok! Sokaktaki vatandaş beni yakalıyor, “Siz memleketin meselelerinden ne kadar kopuk gazetecilersiniz arkadaş!” diyerek yükleniyor! Ne yapayım ben, her seferinde kendimi mi anlatayım? * Uyan ey medya, gafletten uyan!.. Uyan Allah aşkına   gafletten uyan!