Adnan ÖZ
Köşe Yazarı
Adnan ÖZ
 

DÜNYANIN MERKEZİ ‘BEN’İM!

Ben merkezcilik ya da beniçincilik, özet ile her şeyi kendine dayandırmak, her şeyi kendine bağlamak ve her şeyde kendini esas almak, kendisini dünyanın merkezine koymak, kendi fikrini doğru kabul edip herkesin bu doğrultuda düşünmesini ve hareket etmesini beklemektir. Hepimiz dünyanın merkezinde kendimiz olduğunu düşünürüz. Kimimiz bunu tavırlarıyla hissettirmeye çalışır, kimisi de açıkça ifade eder. Kimimiz biraz ve bazen, kimimiz de her zaman bunu hissettirir. Hadi hepimiz demeyelim bir kısmımız bu durumdan istisna diyelim. Kendisini merkeze koyan insan kendisine göre kusursuzdur. Her şeyin en iyisini o bilir, her şeyin güzelini o yapar. O ahlak ve dürüstlük timsalidir, herkesin de öyle olmasını ister. Ben merkezli olmak işte tam böyle bir şeydir. Oysa atalarımız bizi uyarmış; birisine çuvaldız batırmadan önce kendinize iğne batırın diye. Ve fakat maalesef kendimizi pamuklara sarıp, çuvaldızı karşı tarafa batırmayı alışkanlık edindik. Benmerkezci insanlar kendilerini vazgeçilmez sayarlar. Onlar olmaz ise işlerin yürümeyeceğini düşünürler. Onlara göre onlar olmazsa dünya bile dönmez. Oysa mezarlıklar kendisini vazgeçilmez sananlarla doludur, bunu hiç düşünmezler. “Firavun’da kendisini çok büyük görüyordu fakat müzelik eşya oldu.” sözü iyi bir örnek değil mi? Her dine göre zalim ve kibir abidesi olan Nemrut nerede? Yezit’ten geriye ne kaldı? Tabii ki kötü bir mazi ve her anılışında lanete uğramak.  Tarih boyu zalimlikleri ile anılanlar ilelebet kötülüğün temsilcileri olacak ve lanet ile hatırlanacaklar. Nerede Fatih Sultan Mehmet Han? Nerede Kanuni Sultan Süleyman? Herkesin bir devri ve ona biçilen bir ömrü vardır. Alacağı nefes ise biçilen ömrü kadardır. Yukarıda zikredilen isimlere bakılınca hepsi de tarihe mal olmuş kişiler fakat kimisi iyi izler bırakmış rahmet ile anılırken, kimisi de kötülüğün simgesi olmuş. Mesele tarihe iz bırakmak değil, mesele tarihe iyi iz bırakmak. “Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; Dünya beş para etmiyor!” demiş büyük üstat Necip Fazıl Kısakürek. Daha ne desin üstat anlayana bu çok büyük bir aydınlanma sebebi. Aslında şair işi özetlemiş ve “Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti. Nice han, nice sultan tahtı bıraktı geçti. Dünya bir penceredir her gelen baktı geçti…” diyerek dünyayı tanımlamış Yunus Emre. Dünya geçici bunu hepimiz biliyoruz. “Baki olan hoş bir seda bırakmak!” demiş büyük şair Baki. Biz, “İyi bir insandı!” dedirtebilecek miyiz arkamızdan? Faydalı bir eser, saygın bir mazi bırakabilecek miyiz gelecek nesillere? Şu üç günlük dünyada dün geçti, bugünü doya doya yaşayalım ve sevdiklerimizi hoş tutarak geçirelim. Kimsenin gönlünü kırmaya değmez, çünkü bir ihtimal de olsa bugün son günümüz olabilir.  Belki de üç günlük dediğimiz dünyanın üçüncü gününe çıkmaya nefesimiz yetmez. Bunu düşünüp kibri ayaklar altına alalım. Şunu da unutmayalım kefenin cebi yok. Üç günlük dünyaya üryan geldik, baki dünyaya beş metre beze sarılıp günahlarımız ve sevaplarımız ile gideceğiz. Allah C.C. iyi yaşayıp, iyi anılanlardan olmayı nasip etsin. Gerisi lafı güzaf.  
Ekleme Tarihi: 21 Nisan 2025 - Pazartesi
Adnan ÖZ

DÜNYANIN MERKEZİ ‘BEN’İM!

Ben merkezcilik ya da beniçincilik, özet ile her şeyi kendine dayandırmak, her şeyi kendine bağlamak ve her şeyde kendini esas almak, kendisini dünyanın merkezine koymak, kendi fikrini doğru kabul edip herkesin bu doğrultuda düşünmesini ve hareket etmesini beklemektir.

Hepimiz dünyanın merkezinde kendimiz olduğunu düşünürüz. Kimimiz bunu tavırlarıyla hissettirmeye çalışır, kimisi de açıkça ifade eder. Kimimiz biraz ve bazen, kimimiz de her zaman bunu hissettirir. Hadi hepimiz demeyelim bir kısmımız bu durumdan istisna diyelim.

Kendisini merkeze koyan insan kendisine göre kusursuzdur. Her şeyin en iyisini o bilir, her şeyin güzelini o yapar. O ahlak ve dürüstlük timsalidir, herkesin de öyle olmasını ister. Ben merkezli olmak işte tam böyle bir şeydir.

Oysa atalarımız bizi uyarmış; birisine çuvaldız batırmadan önce kendinize iğne batırın diye. Ve fakat maalesef kendimizi pamuklara sarıp, çuvaldızı karşı tarafa batırmayı alışkanlık edindik.

Benmerkezci insanlar kendilerini vazgeçilmez sayarlar. Onlar olmaz ise işlerin yürümeyeceğini düşünürler. Onlara göre onlar olmazsa dünya bile dönmez. Oysa mezarlıklar kendisini vazgeçilmez sananlarla doludur, bunu hiç düşünmezler.

“Firavun’da kendisini çok büyük görüyordu fakat müzelik eşya oldu.” sözü iyi bir örnek değil mi? Her dine göre zalim ve kibir abidesi olan Nemrut nerede? Yezit’ten geriye ne kaldı? Tabii ki kötü bir mazi ve her anılışında lanete uğramak. 

Tarih boyu zalimlikleri ile anılanlar ilelebet kötülüğün temsilcileri olacak ve lanet ile hatırlanacaklar.

Nerede Fatih Sultan Mehmet Han? Nerede Kanuni Sultan Süleyman? Herkesin bir devri ve ona biçilen bir ömrü vardır. Alacağı nefes ise biçilen ömrü kadardır.

Yukarıda zikredilen isimlere bakılınca hepsi de tarihe mal olmuş kişiler fakat kimisi iyi izler bırakmış rahmet ile anılırken, kimisi de kötülüğün simgesi olmuş. Mesele tarihe iz bırakmak değil, mesele tarihe iyi iz bırakmak.

“Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; Dünya beş para etmiyor!” demiş büyük üstat Necip Fazıl Kısakürek. Daha ne desin üstat anlayana bu çok büyük bir aydınlanma sebebi.

Aslında şair işi özetlemiş ve “Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti. Nice han, nice sultan tahtı bıraktı geçti. Dünya bir penceredir her gelen baktı geçti…” diyerek dünyayı tanımlamış Yunus Emre.

Dünya geçici bunu hepimiz biliyoruz. “Baki olan hoş bir seda bırakmak!” demiş büyük şair Baki. Biz, “İyi bir insandı!” dedirtebilecek miyiz arkamızdan? Faydalı bir eser, saygın bir mazi bırakabilecek miyiz gelecek nesillere?

Şu üç günlük dünyada dün geçti, bugünü doya doya yaşayalım ve sevdiklerimizi hoş tutarak geçirelim. Kimsenin gönlünü kırmaya değmez, çünkü bir ihtimal de olsa bugün son günümüz olabilir. 

Belki de üç günlük dediğimiz dünyanın üçüncü gününe çıkmaya nefesimiz yetmez. Bunu düşünüp kibri ayaklar altına alalım. Şunu da unutmayalım kefenin cebi yok. Üç günlük dünyaya üryan geldik, baki dünyaya beş metre beze sarılıp günahlarımız ve sevaplarımız ile gideceğiz.

Allah C.C. iyi yaşayıp, iyi anılanlardan olmayı nasip etsin. Gerisi lafı güzaf.

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hatice Erdik
(21.04.2025 13:20 - #222)
Çok doğru çok güzel ellerine emeğine sağlık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Rabia SARIHASAN
(21.04.2025 13:24 - #223)
Amin insallah
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi