Adnan ÖZ
Köşe Yazarı
Adnan ÖZ
 

PARTİLERDE DEMOKRASİ VAR MI?

Ülkemizdeki siyasi partilerin demokrasi anlayışı maalesef uygulama da yok, sadece sözde kalıyor. Konuşmaya gelince herkes demokrat kesilir ama hiçbir parti kendi içinde bile demokrasi ile yönetilmez. Bu durum, “Kendi içinde bile demokrasiyi uygulamayanlar ülkeye demokrasi getirebilir mi?”sorusunu akla getirmiyor mu? Demokrasi nedir, imrendiğimiz Batılılar demokrasi ile mi yönetilir, bizim gibi Doğulu olup Batı’ya yaranmaya çalışan bir ülkede demokrasi olmazsa olmaz mıdır, faydaları nelerdir, ne getirir, ne götürür, başka bir yazı konusu olarak sözümüz olsun. Geçmişte 20 yıl siyaset yaptım, hem de dolu dolu ve çok yoğun mesai harcayarak. Hem aday oldum çok kişiye bir şeyler anlattım hem de çok önemli isimlerin dizinin dibinde dinleyici oldum. Rahmetli Erbakan Hocam dahil çok önemli insanların sohbetinde bulundum. 6 yıl önce siyaseti bıraktım çünkü öyle şeyler yaşadım, öyle şeylere şahit oldum ki yazsam sayfalara sığmaz ve tabii ki bazıları özelde yaşandığı için özelde kalacak meseleler. Yazılabilecekleri Allah ömür verirse “28 Şubat Olmasaydı!” adını vereceğim bir kitapta anlatacağım. Siyasilerin milletin dertlerine “Sağır!” olduğunu anlamama sebep olan bir gerçek var ki bunu defalarca yazdım ve çok yerde konuştum. Genel Merkezler maalesef taşradaki teşkilatlara adeta maraba ya da dolgu malzemesi gözüyle bakıyor. O büyük anlamlar yüklediğimiz ve başımızın üzerinde gezdirdiklerimiz bizlerin iradesini ne kadar önemsiyor bir kez daha görmüş olduk. Onlara göre seçicilerin dışında kimsenin fikrinin ve önerilerinin bir hükmü yok. Ben de fikrimin ve sözümün hükmü olmayan bir yerde dolgu malzemesi ya da konu mankeni olmayı kabul etmediğim için siyaseti bırakmıştım zaten. Herkesin şikâyet ettiği fakat hala çıkarılmayan Siyasi Partiler Yasasının çıkmamış oluşunun sebebi genel merkez hegemonyasının devam etmesinin bütün parti yöneticileri tarafından istenmesidir. Belediye Başkanı ve Milletvekili seçileceklerin ve atanacak bürokratların kim olacağı genel merkez ya da genel başkanın iki dudağının arasında oluşu herkesi yukarıya yani seçicilere itaat etmek zorunda bırakıyor. Bilenler için tekrar sayılabilecek bu girizgâhı neden mi yaptım? Çünkü geçen hafta yapılan Ak Parti 8. Olağan Kongresinde İl Başkanı Adayı olan Sayın İrfan Şenocak Beyin listesinde ismim yer aldı. Daha önce Ak Parti dahil birçok partiden siyaset yapma teklifi almıştım. Hepsini de reddetmiştim. Siyaseti bırakma nedenim milletin derdini dert edinmediğimden değil, milletin dertlerinin seçilmişler tarafından önemsenmediğini gördüğümdendi. Ben kendimi bildim bileli Milli Görüşçüyüm. Siyaset anlayışım milletin derdini dert edinmek ve çözüm üretmek üzerinedir.  “İnsanların hayırlısı insanlara faydası olandır.” anlayışını düstur edindik ve bu yönde uğraş vereceğimize dair Rahmetli Erbakan Hocamıza söz verdik. Milletin dertlerini çözme işini ve çözüm önerilerimi siyasetle bir sonuca ulaştıramayacağımı anladığım için artık yazarak yetkililere iletmeye çalışıyorum. Önerilerimin kimisi dikkate alındı kimisi önemsenmedi fakat biz sorunları dile getirerek bir bakıma tarihe not düşmüş olduk. Samsun’da birçok konuda aksaklık olduğunu halef selef durumumuz olan ve Ak Parti İl Yönetiminde bulunması sebebiyle Sayın Şenocak Başkana aktarmıştım. O da bu sorunları dert edinmiş olacak ki, çözüm bulabilmek için İl Başkanlığına adaylığını açıkladı ve beni de “Siyaseti bıraktım.” dememe rağmen “Tespit ettiğin ve şikâyet konusu sorunları birlikte çözeceğiz.” dedi ve listeye yazdı. Gönülsüzde olsa teklifi kabul ettim. Ve fakat “Genel merkez kararı!” diye liste yarışmaya bile sokulmadı. Oysa delegeleri mevcut irade yapmıştı. Dediklerine göre Genel Merkez de mevcut yönetimi destekliyordu. Buna rağmen usulüne uygun bir şekilde yarışmaya izin verilmemesi sürekli eleştirdiğimiz tek parti dönemi dayatmalarını çağrıştırmıyor mu? Böyle dayatmaları kabul etmeyenlere, eleştiri ve söz söyleme hakkının gasp edilmesini içine sindiremeyenlere siyasette yer yok. Siyaset, her şeyi içine sindirebilen, her şeye itaat edebilenlerin siyasetçilik oynadığı bir alandır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Ak Parti benim partim, istediğim gibi yönetirim.”diyor ise söyleyecek sözümüz yok ama teşkilatlardan kendisi şikayet ediyor ve “Ömerler arıyoruz!” diye kendisi söylüyor. Ak Parti’de durum böyle de diğer partiler farklı mı? Üç aşağı beş yukarı bütün genel başkanlar böyle söylemeseler de uygulamada bu şekilde davranılmıyor mu? Ben, parti teşkilatlarında emek verenlerin ve delegelerin iradesinin yok sayılmasını kabul etmiyorum. Onun için siyasi partilere mesafemi koruyorum. Kongre öncesi çok kişi ile görüştüm. Ak Parti kongresi bu kadar kalabalık olduysa hem Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gelecek diye hem de 2 liste yarışacak diye oldu. Yarış olmayacak olsaydı o kalabalık acaba kongreye gelir miydi?
Ekleme Tarihi: 13 Ocak 2025 - Pazartesi
Adnan ÖZ

PARTİLERDE DEMOKRASİ VAR MI?

Ülkemizdeki siyasi partilerin demokrasi anlayışı maalesef uygulama da yok, sadece sözde kalıyor. Konuşmaya gelince herkes demokrat kesilir ama hiçbir parti kendi içinde bile demokrasi ile yönetilmez. Bu durum, “Kendi içinde bile demokrasiyi uygulamayanlar ülkeye demokrasi getirebilir mi?”sorusunu akla getirmiyor mu?

Demokrasi nedir, imrendiğimiz Batılılar demokrasi ile mi yönetilir, bizim gibi Doğulu olup Batı’ya yaranmaya çalışan bir ülkede demokrasi olmazsa olmaz mıdır, faydaları nelerdir, ne getirir, ne götürür, başka bir yazı konusu olarak sözümüz olsun.

Geçmişte 20 yıl siyaset yaptım, hem de dolu dolu ve çok yoğun mesai harcayarak. Hem aday oldum çok kişiye bir şeyler anlattım hem de çok önemli isimlerin dizinin dibinde dinleyici oldum. Rahmetli Erbakan Hocam dahil çok önemli insanların sohbetinde bulundum.

6 yıl önce siyaseti bıraktım çünkü öyle şeyler yaşadım, öyle şeylere şahit oldum ki yazsam sayfalara sığmaz ve tabii ki bazıları özelde yaşandığı için özelde kalacak meseleler. Yazılabilecekleri Allah ömür verirse “28 Şubat Olmasaydı!” adını vereceğim bir kitapta anlatacağım.

Siyasilerin milletin dertlerine “Sağır!” olduğunu anlamama sebep olan bir gerçek var ki bunu defalarca yazdım ve çok yerde konuştum. Genel Merkezler maalesef taşradaki teşkilatlara adeta maraba ya da dolgu malzemesi gözüyle bakıyor. O büyük anlamlar yüklediğimiz ve başımızın üzerinde gezdirdiklerimiz bizlerin iradesini ne kadar önemsiyor bir kez daha görmüş olduk.

Onlara göre seçicilerin dışında kimsenin fikrinin ve önerilerinin bir hükmü yok. Ben de fikrimin ve sözümün hükmü olmayan bir yerde dolgu malzemesi ya da konu mankeni olmayı kabul etmediğim için siyaseti bırakmıştım zaten.

Herkesin şikâyet ettiği fakat hala çıkarılmayan Siyasi Partiler Yasasının çıkmamış oluşunun sebebi genel merkez hegemonyasının devam etmesinin bütün parti yöneticileri tarafından istenmesidir.

Belediye Başkanı ve Milletvekili seçileceklerin ve atanacak bürokratların kim olacağı genel merkez ya da genel başkanın iki dudağının arasında oluşu herkesi yukarıya yani seçicilere itaat etmek zorunda bırakıyor.

Bilenler için tekrar sayılabilecek bu girizgâhı neden mi yaptım? Çünkü geçen hafta yapılan Ak Parti 8. Olağan Kongresinde İl Başkanı Adayı olan Sayın İrfan Şenocak Beyin listesinde ismim yer aldı.

Daha önce Ak Parti dahil birçok partiden siyaset yapma teklifi almıştım. Hepsini de reddetmiştim. Siyaseti bırakma nedenim milletin derdini dert edinmediğimden değil, milletin dertlerinin seçilmişler tarafından önemsenmediğini gördüğümdendi.

Ben kendimi bildim bileli Milli Görüşçüyüm. Siyaset anlayışım milletin derdini dert edinmek ve çözüm üretmek üzerinedir.  “İnsanların hayırlısı insanlara faydası olandır.” anlayışını düstur edindik ve bu yönde uğraş vereceğimize dair Rahmetli Erbakan Hocamıza söz verdik.

Milletin dertlerini çözme işini ve çözüm önerilerimi siyasetle bir sonuca ulaştıramayacağımı anladığım için artık yazarak yetkililere iletmeye çalışıyorum. Önerilerimin kimisi dikkate alındı kimisi önemsenmedi fakat biz sorunları dile getirerek bir bakıma tarihe not düşmüş olduk.

Samsun’da birçok konuda aksaklık olduğunu halef selef durumumuz olan ve Ak Parti İl Yönetiminde bulunması sebebiyle Sayın Şenocak Başkana aktarmıştım. O da bu sorunları dert edinmiş olacak ki, çözüm bulabilmek için İl Başkanlığına adaylığını açıkladı ve beni de “Siyaseti bıraktım.” dememe rağmen “Tespit ettiğin ve şikâyet konusu sorunları birlikte çözeceğiz.” dedi ve listeye yazdı. Gönülsüzde olsa teklifi kabul ettim.

Ve fakat “Genel merkez kararı!” diye liste yarışmaya bile sokulmadı. Oysa delegeleri mevcut irade yapmıştı. Dediklerine göre Genel Merkez de mevcut yönetimi destekliyordu. Buna rağmen usulüne uygun bir şekilde yarışmaya izin verilmemesi sürekli eleştirdiğimiz tek parti dönemi dayatmalarını çağrıştırmıyor mu?

Böyle dayatmaları kabul etmeyenlere, eleştiri ve söz söyleme hakkının gasp edilmesini içine sindiremeyenlere siyasette yer yok. Siyaset, her şeyi içine sindirebilen, her şeye itaat edebilenlerin siyasetçilik oynadığı bir alandır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan “Ak Parti benim partim, istediğim gibi yönetirim.”diyor ise söyleyecek sözümüz yok ama teşkilatlardan kendisi şikayet ediyor ve “Ömerler arıyoruz!” diye kendisi söylüyor.

Ak Parti’de durum böyle de diğer partiler farklı mı? Üç aşağı beş yukarı bütün genel başkanlar böyle söylemeseler de uygulamada bu şekilde davranılmıyor mu?

Ben, parti teşkilatlarında emek verenlerin ve delegelerin iradesinin yok sayılmasını kabul etmiyorum. Onun için siyasi partilere mesafemi koruyorum.

Kongre öncesi çok kişi ile görüştüm. Ak Parti kongresi bu kadar kalabalık olduysa hem Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gelecek diye hem de 2 liste yarışacak diye oldu. Yarış olmayacak olsaydı o kalabalık acaba kongreye gelir miydi?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Fetih 1453
(13.01.2025 12:06 - #216)
...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 24saathaber.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi